Türk Eğitim-Sen Nevşehir Şube Başkanı Tayfur Urgenç, Hocalı katliamını unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını dile getirdi.

Urgenç, '26 Şubat'ta 1992'de ne olmuştu?

Bugün sözlerimle yaşanmışlıkları sizlere anlatarak canınızı acıtmak (!) istiyorum.

Kalplerinize dokunmak, sözlerimle yüreğinizi kanatmak(!) ve gözlerinizi yaşartmak istiyorum.

Bu sefer sizlere ne Türk'ün gücünden,

Ne Türk'ün adaletinden,

Ne de Türk'ün kahramanlığından bahsedeceğim!

Atlarımız handa beklesin.

Ok ve Yay duvarda asılı dursun. Kılıç kınında beklesin. Mehteran geri adımını atsın.

Bu acı hatıramızda;

Ne ardına 40 çeri alıp Çin Sarayını basan Kürşad'ı,

Ne burçlara sancağı diken Ulubatlı Hasan'ı,

Ne onuru ve vatanı uğruna canını feda eden Reşat Çiğiltepe'yi,

Ne de tek başına Ermenistan'a hücum eden bir Mübariz İbrahimov'u bulacaksınız.

Bu sefer sizlerin de benim de payıma bolca gözyaşı düşecek...

Sahi 26 Şubat'ta ne olmuştu?

Bu soruyu sorduğunuz birçok kişiden bu sorunun cevabını alamayacaksınız çünkü bilmiyoruz.

Yani en azından ben sorduğumda cevabını alamadım.

Bu yüzden bugün sizlere 31 yıl önce Hocalı'da '26 Şubat 1992'de ne olmuştu?' sorusunun cevabını, HOCALI'da yaşananları anlatmaya çalışacağım.

Nevşehir Belediyesi’nin Karla Mücadele Çalışmaları Sürüyor Nevşehir Belediyesi’nin Karla Mücadele Çalışmaları Sürüyor

Kafkaslarda yaşayan 11 bin Türk tehlikenin tam ortasındaydı.

Ermeniler 'in yaptığı bu katliamla Hocalı kenti haritadan silindi.

O gece Vahşetten geriye 613 Türk'ün tanınmayacak cesetleri kaldı. Savaş'ın yaşamanın ve ölmenin anlamını bile bilmeyen 63 çocuk katledildi. 106 Türk kadını İnsanlık dışı bir dramla Ermeni vahşetini yaşadı. 70 yaşlı Türk katledildi. 1275 sivil Türk esir alındı. 150'sinden bir daha haber alınamadı.

Vahşetin boyutunu anlamanızın için şu vahşi anekdotu herkese anlatın ki bedenleri yanan Türkün hafızası canlı kalsın.

Bir Ermeni Doktor Zori Balayan yazdığı 'Ruhumuzun Canlanması' adlı kitapta bizzat kendisinin yaptığı işkenceleri övünerek şu şekilde anlatmaktadır. Aynen aktarıyorum:

'Biz Haçatur'la ele geçirdiğimiz bir eve girdiğimizde, askerlerimiz 13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi. Türk çocuğu çok ses çıkarmasın diye Haçatur çocuğun annesinin kesilmiş göğsünü onun ağzına soktu. Daha sonra ben bu 13 yaşındaki Türk çocuğunu, Başından, ensesinden ve karnından derisini soydum. Sonra saat tuttum ve Türk çocuğu yedi dakika sonra kan kaybından hayatını kaybetti. İlk mesleğim doktorluk olduğu için merhametliydim, bu yüzdende çocuğa yaptığım eziyetten dolayı mutluluk duymadım. Haçatur daha sonra, ölmüş Türk çocuğunun cesedini parça parça doğradı ve bu Türk'le aynı kökten olan köpeklere attı. Akşama kadar aynı şeyi 3 Türk çocuğuna daha yaptık. Ben bir Ermeni vatansever olarak kendi vazifemi yerine getirdim. Türk çocuklarına yaptıklarımdan bahtiyarlık duyuyorum.

Bölücü ve katil bu Ermeni doktorun kalbi gibi soğuk bir 26 Şubat gecesi Hocalı kasabasında yaşananlar koca dünyanın ayıbı, Türk dünyasının kara lekesi ve Ceddimizin kemiklerinin sızlamasının sebebidir.

Bugün tüm esir Türk yurtlarına gözyaşı içinde dua edelim.

Tarih bir Milletin hafızasıdır. Hafızayı canlı tutalım ki tekrar aynı acıları yaşamayalım.

Şehitlerimize rahmet diliyorum.

Ruhları şad olsun.

Hocalı katliamı bir soykırımdır' ifadelerinde bulundu.

Haber kaynağı (MHA) Atilla Ali Çamur

[email protected]