Kapadokya’dan Tarsus’a Uzanan Yerel Dayanışma: Slow Food Yeryüzü Pazarı Kapadokya-Uçhisar’dan, Slow Food Yeryüzü Pazarı Tarsus’a Ziyaret Kapadokya’dan Tarsus’a Uzanan Yerel Dayanışma: Slow Food Yeryüzü Pazarı Kapadokya-Uçhisar’dan, Slow Food Yeryüzü Pazarı Tarsus’a Ziyaret

Bu çalışma ile ilgili turizmciler kadar yöre Halkı bu çalışma konusunda açıklama bekliyor. UNESCO Kapadokya'da unutuldu galiba.

Kapadokya Çevre Platformu/Avanos, Ürgüp / Cappadocia:” Sosyal medya üzerinden yaptığı Paylaşımında ise şu ifadeler yer alıyor: ” Devrent vadisi üzerinde bulunan gün batımı noktasına bu deliklerden 57 adet açılmıştır. Derinliği ise 3,5 mt, açılan deliklerin çapı 40-45 cm. Cam balkon yapılacakmış. Her şeyi doğasından, doğal olandan çıkarıp yapaylığa mecbur kılan kafalarla çağ filan aşılmaz. Aman diyim kendinize mukayyet olun. Bu yapay, üç kuruş ranta tamah edenlere izin vermeyin sözlerini vurguladı.

Kapadokya’nın Turizmcileri Ürgüp ve Avanos ilçe arasında yer alan tarihi Devrent vadisindeki çalışmaya büyük tepkiye neden oldu “UNESCO Dünya Kültür Miras listesinde bulunan, Kapadokya’da tarih ve doğa katliamı fütursuzca devam ediyor. Hinterlandımızda bulunan ve Nevşehir Kapadokya’da yaşanan süreci endişeyle takip ediyoruz. Kapadokya’da peri bacası oluşumlarını en iyi izleyebileceğiniz Ürgüp Devrent vadisinin üzerinde bulunan gün batımı noktasına bu deliklerden 57 adet açılmış. Derinlikleri ise 3 metre 50 santim, açılan deliklerin çapı 40-45 cm dir. Cam balkon yapılacakmış,” Devrent Vadisinde çalışmalar görülüyor. Dünyada eşi benzeri olmayan bir coğrafya olan Kapadokya’da bulunan Devrent Vadi içinde bölgede ender bulunan büyük ve minyatür peribacalar yanı sıra insan ve hayvan figürlerin dev gibi bir kaya kütlesinin dibine kurulmuş eski bir yerleşimdir. Bu yapılaşmaya izin verilmesi anlaşılır gibi değildir.  Dünya harikası peri bacalarımızın çok yakınına betonarme, demir veya cam yapılar inşa ederek, peri bacaların yok olma tehlikesinin karşı karşıya gelmenin üzüntüsü yaşanıyor.

Bölge turizmcileri Kapadokya Alan Başkanlığına soruyor bu tür yapılara nasıl izin verebiliyor. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde olan ve Kapadokya’da” Kapadokya Alan Başkanlığı’nın tahribata yol açan uygulamalarına yönelik Kültür Bakanlığı’nı göreve davet ediyoruz” Kapadokya’da aşırı turizm (overtourism) değil, ‘sorumlu turizm’ konuşulmalı ve masaya yatırılmalıdır.

Kapadokya’nın rantın yol açtığı “aşırı turizm” nedeniyle günden güne kaybedildiğini belirten bölge turizmcileri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devrent vadi içerisinde irili ve ufaklı peribacaların yanı sıra insan ve hayvan figürleri bulunuyor ve bunlar, doğal güzelliklerle bir bütünlük oluşturuyor. Bölgede her geçen gün beton yapılar inşa edildi. Bu kabul edilebilir değildir. Türk turizminin önemli bir parçası olan Kapadokya bölgesinde ne yazık ki bu tür yapılarla daha sık karşılaşır olduk.  Kapadokya’da yaşanan ve evrensel değerlere sahip biricik coğrafyamız maalesef “aşırı turizm” baskısı altındadır. Bu turizm yoğunluğu, araç trafiğini artırmaktadır ve zaten yaşlı olan peribacaları titreşimler nedeniyle ve hava koşullarına dayanamayıp yıkıldığını son sellerde yaşayıp ve gördük. Bölgenin her yerinde ağır iş makinesi kullanımı da oldukça yaygın, hiçbir korumacı hassasiyet gözetilmiyor. Ülkemizde sorumlu turizm anlayışı benimsenmelidir. Kapadokya’da artık ‘sorumlu turizm ’konuşulmalı ve masaya yatırılmalıdır.

 Kapadokya bu yapılaşma baskısı altında uzun yıllar yaşayamaz. Kapadokya yok ediliyor.  Dünya mirası kültür varlığımızın tüm değerlerinin korunarak nesiller boyu aktarımı sağlanmalıdır” UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nu göreve davet ediyoruz” Bölgenin Turizmciler olarak şunları dile getirdi: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Dünya Miras Sözleşmesine taraf bir ülke olarak UNESCO Doğal Miras Listesine giren varlıkları koruma taahhüdünü vermiştir ve ilgili yasal düzenlemeler ile uygulamaları yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Özel bir yasayla kurulan Kapadokya Alan Başkanlığı’na ve sınırsız yetkilerle donatılan Kapadokya Alan Başkanlığı’na son yapılan planlarda UNESCO Dünya Mirasına ilişkin hiçbir görev verilmediği görülmektedir. Taraf olduğumuz ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylanan tüm uluslararası sözleşmelerin iç hukuk belgesi olarak kabul edilmesi yasal bir yükümlülüktür. Bu nedenle mevzuatında doğrudan söz edilmemiş olsa bile koruma ve alan yönetimine ilişkin tüm kurum yetkilerinin alan başkanlığına devredilmiş olması, UNESCO Dünya Mirası Sözleşmesi’ne uygun koruma kararlarının başkanlık tarafından alınması ve uygulamalarda bunun gözetilmesi zorunludur. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nu göreve davet ediyoruz.”

[email protected]3 Copy56 Copy 31 Copy33 Copy 22 Copy-103 Copy12 Copy23 Copy 24 Copy 2