Ürgüp

Ürgüplüler ‘’Dünya Barış Ödül Sahibi Eşekli Kütüphanecinin’’ Heykelinin Yapılmasını İstiyor

Ürgüplüler ‘’Dünya Barış Ödül Sahibi Eşekli Kütüphanecinin’’ Heykelinin Yapılmasını İstiyor

Ürgüp'te günün sıcak saatleri henüz başlamadı. Ben de bu fırsattan İşte böyle düşüncelerle dolaştığım, fotoğraflarını çektiğim yerlerin yorgunluğundan uzaklaşmak için Ürgüp aile çay bahçesine oturup güzel bir çay içmek istedim. 4 Mart 2020, pırıl pırıl bir Ürgüp sabahı. Karşımda Tahsinağa Kütüphanesi. Sanki yalnızlığa terk edilmiş gibi. Duvarları solgun ve de yorgun gibi geldi bana. Yine içine ilk girdiğim 1978 yılı, çektiğim fotoğraf kareleri gibi geçti gözlerimin önünden. Sevecen bakışlarıyla –emekli olmasına karşın-masasında oturmuş Mustafa amca ilk karede yerini aldı.

'Ürgüp'te Merhum Mustafa Güzelgöz'ü düşünmek'

O zaman raflardaki kitapları incelemiş, diğer gelişlerim için neler bulabileceğimi öğrenmek istemiştim. Oldukça da yararlı oldu. Ben kitapları incelerken, gazeteci olduğumu anlayan kütüphane görevlisi (Mustafa Güzelgöz) geldi yanıma, benimle ilgilendi. Bunlar bir çırpıda canlanıp geldi geçti gözlerimin önünden. Hey gidi günler, hey gidi Merhum Mustafa Güzelgöz nur içinde yat. Senin köy köy gezdirdiğin kitapların, adına düzenlenen oda şimdi yok. Açtığın belde ve köy kütüphaneleri bir bir kapanmaya yüz tutmuş. Şenin anlayacağın çoğu köy kütüphaneleri yok şimdi.

Oysa o kitapları okuttun, elden ele dolaştırdın. Gözlere ışık, beyinlere bilgi taşıdın. O günleri yaşayanlar minnettar sana biliyorum. Gençler seni şimdilerde bilmeseler de, bilenler çoğunlukta. Kitap kurtları hep seni anımsar, senin kitaplarını düşünür köy köy. Ve de semerinin iki yanında, iki kitap dolu sandıkla eşeğini. Bilesin ki, kitapseverler olarak biz seni unutmadık. Âma isteriz ki, senin için her yıl kitap şenlikleri düzenlensin, kitap tanıtımları yapılsın. Yazarlar, çizerler,

'EŞEKLİ KÜTÜPANECİ MERHUM MUSTAFA GÜZELGÖZ'ÜN HEYKELİNİN YAPILMADIĞI İÇİN ÜRGÜPLÜYÜ ÇOK ÜZÜYOR'.

Dileğimiz bu. Ben bu dileğimizi Nevşehir ve Ürgüplü yöneticilerin duyarlılığına sunuyorum.Anlayanlar olur belki diye düşünüyorum. Düşündüğüm çok mu? Hayır. Senin için az bile Mustafa amcam, senin için ne yapsak az. Ne var ki, bizi bağışla, devir devran değişti. Kalakaldık ortada. köy Enstitüleri'nin köyden işe başlaması gibi, senin de köye kitapları taşıman şimdilerde görülmek istenmiyor. Ve de bu olumlu benzerlik ders olmuyor bazılarına. Bizlerin elinden bir şeyler gelmiyor. Ne yapsak sizler gibi yürekli insanlar olamıyoruz, aydınlığı karanlıklara baskın tutamıyoruz.

Aldı götürdü bu düşünceler beni. Kısılmış gözlerimle kütüphane kapısına bakmayı sürdürüyorum

Bir yandan da çayımı yudumluyorum. İçim burkuluyor, özlüyorum o günleri. Aradan 42 yıl geçmiş dile kolay. Bu kırk iki yıl bana bir şeyi daha anımsattı. 26 Nisan 1978 de Ürgüp'te Ulusal Basında muhabir olarak başlamıştım. Kırk iki yıl olmuş.Merhum Mustafa Güzelgöz ile tanışmama neden olan mutluluğumun başladığı yıl.

Bu nedenle seni bu 42 yılın sıcaklığı ile yeniden saygıyla anıyorum.

Önceleri top oynardı. İyi bir kaleciydi. İstanbul'da Vefa Spor 'un kalesini korurdu. Dinlenme dönemlerinin birinde Ürgüp'e gelir. Eş, dost, akraba özlemini gidermektir amacı. Boş da durmaz. Topla oynamasını seven gençleri toplar etrafına. Onlara daha bilinçli oynama kuralları öğretmeye çalışır. Gençler zevkle ve özenle anlatılanları dinliyor ve uyguluyorlardı. Dönemin yetkili yöneticisi bu ilgiyi görünce, O'na Ürgüp'te Kalmasını söyler. Amacı bu gençleri böyle bir düzenlilik içinde yetiştirmektir. O'nu kütüphaneye alarak Ürgüp'te kalmasını sağlar. İyi de etmiş bu yönetici. Alkışlanacak bir davranış yapmış. Yapmış ki, sonradan tüm dünya Mustafa Güzelgöz'e verilen ödülle O'nu da alkışlamış oldu. Helal olsun O'na.

Mustafa Güzelgöz kütüphaneci oldu olmasına ya, gelen gideni pek azdı. Okuyanı nerdeyse yok gibiydi. Öğrenciler ödevleri için gelir, sonrasında okuyucuların suyu kesilirdi. Ne edip etmeli insanları buraya çekmenin bir yolunu bulmalıydı. Buldu da.

Öncelikle; kitapları insanların ayağına götürmeliydi. Bu iş nasıl olacaktı? Oturup günlerce kafa yordu. Doluya koydu almadı, boşa koydu dolmadı. Çözümü bir türlü bulamıyordu. Canı da epeyce sıkıldı. Bu sıkıntıyla pencereden dışarı bakmaya başladı. Yoldan geçen, pazardan alışveriş etmiş insanların geçişlerini izledi bir süre. Sırtlarında doldurdukları heybeleri, iki büklüm köylerine doğru yol alıyorlar. Bazıları da eşeklerini yüklemiş, yanlarına astıkları heybeleri doldurmuş olarak gidenleri de gördü. Kimileri de eşeklerinin iki yanında iki sandık, sandıkların içi pazardan aldıkları ile tıka basa dolu. Keyifle izlerken, hemen aklına takılanı düşünmeye başladı. 'Bizim en kolay taşıma ve binek aracımız eşektir. Vatandaşlarımız bu eşekleri ile bizim ayağımıza ürettiklerini sandıklarla nasıl getiriyorsa, biz de kitaplarımızı onlara böyle sandıklarla götürürüz' der, zaten güzel olan gözleri daha da parlar. Ertesi gün işe koyulur. Soluğu genel müdürlükte alır.

Anlatır derdini genel müdüre. Köylere kitap götürmek için bir eşek kadrosu ister. Yanıt olumsuzdur. Çaresiz odadan çıkar. Gözleri dolmuştur. İçin için ağlamaktadır. Kurduğu düşler suya mı düşecekti. Kendini tutamadı, gözlerinden yaşlar akmaya ve ağlamaya başladı. O anda odasından çıkan genel müdür, Güzelgöz'ü ağlar görünce yeniden düşünür, inançlı ve dirençli insana istediği eşek kadrosu parasını verir. Mustafa Güzelgöz de Ürgüp'e gelerek 5 eşek 3 at ve 2 katır tahsis ederek kadrolu alır.

Böylece başlar kitapların köy köy gezmesi, kitapların köylere aydınlık ve de ışık yayması.

Anlatması bile güzel. İnsanların köylerine eşeğin geldiğini görünce toplanması, yüzlerinin gülmesi, ne denli mutluluk vericiydi o günlerde.

Ki, biz o mutluluğu hala duyuyor, hala yaşıyoruz. Ve de bununla avunuyoruz.

Birden döndüm çevremdekilere, 'Merhum Mustafa Güzelgöz' ün Ürgüp'e heykeli yapıldı mı?' diye sordum. Durakladılar, şaşırdılar. Belki de soruma bir anlam veremediler. Belki de sorumu yersiz ve anlamsız buldular.

Ürgüp'te tüm dünyanın tanıdığı, değer verdiği, ödüllendirdiği Amerika'da başarılı insanlara ödüle layık görülmesinde yapılan yarışmaya Ürgüp Tahsin ağa kütüphanesinin katılmasını sağlayarak 1963 yılında Amerika Cumhurbaşkanı Jon Krnedi'nin 77 Ülkenin katılımı ile Dünya barış gönüllüleri yarışmasında dünya birinciliğini alarak dünyanın çeşitli kitaplarında ve gazetelerde eşekli kütüphanesi bilinen Ürgüp Tahsin ağa halk kütüphanesine Mustafa Güzelgöz 'ün heykeli yapılmamıştı. Bir maksadının olduğundan söz edenler oldu. Oldu da; şimdi nerde diye düşünmeye başladılar.

Değer bilirliğimiz bu kadarmış ne diyelim. Dünya alem değer veriyor, onların verdiği değerle biz de teselli olmaya çalışıyoruz.

Başka ne diyelim, vatandaş olarak uyarı görevimizi yapıyoruz. 'Dahasını Nevşehir ve Ürgüplü yetkililer düşünsün' diyorum.

Aydınlık için, gözlerdeki ışıkların sönmemesi için, okuyan gençlik için yeniden çağdaş Merhum Mustafa Güzelgöz'e kavuşmak umuduyla Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesinin önüne Dünyada eşekli kütüphanecisi olarak bilinen ve tanınan Merhum Mustafa Güzelgöz heykelin yapılacağı günü bekliyorum.

Naci İŞLER / Kapadokya Gündem-